Wilhelm Röntgen adlı bir fizikçi 1895 yılında laboratuvarında katot ışınlarıyla uğraşıyordu. Laboratuvar karanlıkken ekranda ortaya çıkan titrek bir ışıltıyı tesadüfen fark etti. Bu görüntünün bir el iskeleti olduğunu görünce şaşkınlıktan donup kaldı. Gizemli bir ışın elinden geçiyor ve kemiklerinin gölgesini ekrana düşürüyordu. Keşfettiği şey, ileride kendi adıyla anılacak olan röntgen ışınlarıydı ve kısa sürede tıpta yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bu rastlantısal buluş Röntgen’e de bir Nobel Ödülü kazandırdı.

Yıldırım, zaten tek başına oldukça ürkütücü bir doğa olayıdır. Ama bir de top yıldırımını düşünün: Küçük bir ateş topu gibi gökyüzünde süzülen ve bazen birkaç saniyeliğine orada kalan bir yıldırım türü. ABD ve Rusya gibi ülkelerde kaydedilen bu olay, bilim dünyası için bile hala bir muamma. Yüzlerce yıl önce de insanlar bu olayı tanımlamışlar, hatta antik dönemlerde tanrıların mesajı olarak kabul edilirmiş. Top yıldırımının tam olarak nasıl oluştuğu konusunda net bir bilgi olmasa da, bazı teoriler yıldırımın toprakla ya da suyla etkileşime geçerek bu tuhaf şekli aldığını öne sürüyor. İnsanlar arasında efsanelere ilham veren bir başka doğa harikası!

Normalde gökkuşakları rengarenk olur, değil mi? Ancak bir de sis gökkuşağı diye bir şey var! Bu olay, oldukça nadir görülen ve neredeyse saydam, beyaz bir gökkuşağı türüdür. Sisli hava koşullarında meydana gelir ve daha küçük su damlacıklarıyla karşılaştığı için renkli yerine bembeyaz bir şekil alır. Görenler genellikle “hayalet gökkuşağı” olarak adlandırır, çünkü sisin içinde süzülen bu beyaz yay oldukça büyüleyici ve gizemlidir.